Solid tümörü olan hastalarda hepatit b virüsü ile temasın araştırılması ve tespit politikasının değerlendirilmesi
Özet
Giriş: Hepatit B virüsü (HBV) enfeksiyonu önemli morbidite ve mortalite ile ilişkili dünya çapında bir hastalıktır ve akut enfeksiyon sonrası HBV enfeksiyonuna bağışıklık kazanan kişilerin % 1-2'sinde HBV klirensine rağmen okkült olarak karaciğer dokusunda virüs replikasyona devam edebilir. Kemoterapi ile indüklenen immünsüpresyon ile HBV yeniden aktive olabilir ve karaciğer yetmezliğinden fulminan hepatite kadar ilerleyerek hastanın ölümüne neden olabilir. Kemoterapi gibi immünsupresif tedaviler sırasında ve sonrasında HBV enfeksiyonunun reaktivasyonu, kronik ya da geçirilmiş hepatit B aktivasyonunda görülebilen hayatı tehdit eden bir komplikasyondur.Bu nedenle özellikle son dekatta immünsüpresif tedavi seçeneklerin giderek artması neticesinde bu tip tedaviler öncesinde hepatit B virüs enfeksiyonunun taranması giderek önem kazanmıştır. Dünya'da bu konu ile ilgili çeşitli ülkelerde ve farklı disiplinlerde farkındalık düzeyleri ile ilgili yapılan çalışmalar mevcuttur. Ülkemizde ise immünsüpresif tedavi alan solid tümörlü hastalarda tedavi öncesi yapılması gereken hepatit B virüs enfeksiyonun taranma oranları ve bununla ilgili farkındalık düzeyi ile ilgili bir çalışma tespit edilmemiştir. Amaç: Araştırmamız ile immünsüpresif tedavi alan solid tümörü olan kanser hastalarında hepatit B virüsü ile temas ve tespit politikası değerlendirilecektir. Metod: 2010-2017 yılları arasında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'nda tanı, tedavi, takibi yapılan solid tümörlü hastaların kanser tipi, yaş, cinsiyet, ALT, AST, HBsAg, anti-HBs, anti-HBc IgM, anti-HBc Ig G, HBeAg, anti-HBe, HBV DNA düzeyleri tespit edilecektir. Yıllar arasında Hepatit B serolojisinin bakılması açısından farklılık olup olmadığı araştırılacaktır. Bulgular: 593 hasta ile yapılan çalışmada son 3 yıldır oranı artmakla beraber hastaların 126'sına (%21,2) anti HBc Ig G bakıldığı bulundu. Hastaların %23,6'sının tedavi öncesi HBsAg düzeylerinin izlenmediği, tedavi sürecinde KCFT düzeyi yükselen 82 hastanın 12'sine (%14,6) anti-HBc Ig G izlemi yapıldığı bulundu. Tartışma ve Sonuç: Yaptığımız çalışma sonucunda hastanemizde immünsupresif tedavi alacak solid tümörlü hastalarda tedavi öncesi hepatit B virüs enfeksiyonu taramasının yıllar içinde artan oranlarda yapıldığı gözlenmiştir. Tarama oranlarındaki bu artışa rağmen elde ettiğimiz oran dünyadaki birçok klinik ile benzer şekilde arzu edilen düzeyin altındadır. Bu konu ile ilgili bilimsel toplantıların artırılması, kılavuzların uygulanmasının içselleştirilmesi, immünsüpresif tedavi alacak hastaların tedavisi düzenlendiğinde otomasyon sistemlerinin klinisyeni uyarması gibi ek tedbirlerin alınması ve konunun tıbbi eğitim programlarında güncel olarak işlenmesinin tarama oranlarının istenilen düzeye gelmesinde katkı sağlayacağı kanaatine varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Hepatit B, Kemoterapi, Okkült Hepatit B Hepatitis B virus (HBV) infection is a worldwide disease associated with significant morbidity and mortality, and 1-2% of individuals immunized against HBV infection after acute infection may continue to virus replication in the liver as occult in spite of HBV clearance. With chemotherapy-induced immunosuppression, HBV may reactivate and lead to fulminant hepatitis from liver failure, leading to death of the patient. Reactivation of HBV infection during and after immunosuppressive treatments such as chemotherapy is a life-threatening complication that can be seen in chronic or past hepatitis B activation. Therefore, the screening of hepatitis B virus infection has become increasingly important, especially in the last decade, when immunosuppressive treatment options are increasing. There are studies about the level of awareness in different countries and different disciplines related to this subject in the world. In our country, no study has been conducted on the screening rates of hepatitis B virus infection and its level of awareness in immunocompromised patients with solid tumors before treatment. Purpose: In our study, the contact and detection policy of hepatitis B virus will be evaluated in cancer patients receiving immunosuppressive therapy. Methodology: Cancer type, age, gender, ALT, AST, HBsAg, anti-HBs, anti-HBc IgM, anti-HBc Ig G, HBeAg, anti-HBe and HBV DNA levels of patients with solid tumors diagnosed, treated and followed up at Recep Tayyip Erdogan University Medical Faculty Department of Internal Medicine between 2010-2017 levels will be detected. Whether or not hepatitis B serology differs between years will be investigated. Findings: In the study with 593 patients, anti-HBc Ig G was found in 126 of the patients (21,2%) while the rate increased for the last 3 years.It was seen that 23.6% of the patients did not follow HBsAg levels before treatment.Anti-HBc Ig G was detected in 12 (14.6%) of the 82 patients with elevated KCFT levels during chemotherapy treatment. Discussion: It is observed that in our solid tumor patients who will receive immunosuppressive treatment in our hospital as a result of our work, the pre-treatment hepatitis B virus infection screening is done at increasing rates over the years. Despite this increase in screening rates, the rate we achieve is similar to that of many clinics around the world. It has been concluded that increasing the number of scientific meetings on this issue, internalizing the implementation of guidelines, taking additional measures such as the warning of the clinicians of automation systems when the patients receiving immunosuppressive treatment are arranged, and updating the current medical education programs in this way will contribute to the desired level of screening rates. Keywords:Hepatitis B, Chemotherapy, Occult Hepatitis B