Bipolar bozukluk tanısı ile izlenen hastalarda işlevsellik ve kişilik özelliklerinin koruyucu tedavi üzerine olan etkisinin incelenmesi
Künye
Yeloğlu, Ç.H., Hocaoğlu, Ç. & Bahçeci, İ. (2021). Bipolar Bozukluk Tanısı ile İzlenen Hastalarda İşlevsellik ve Kişilik Özelliklerinin Koruyucu Tedavi Üzerine Olan Etkisinin İncelenmesi. Genel Tıp Dergisi, 31(3), 189-195Özet
Amaç: Bipolar bozukluk (BB) oldukça önemli bir sağlık sorunu olup, ciddi sosyal ve ekonomik sonuçlar doğurmaktadır. BB tanılı olguların koruyucu sağaltımının
etkin şekilde planlanması ve hastanın yaşam kalitesinin en iyi düzeyde tutulması tedavinin ana hedefidir. Çalışmamızda BB tanısı ile izlenen hastalarda, kişilik
özelliklerine göre işlevsellik ile koruyucu sağaltıma verilen yanıt düzeylerinde bir farklılık olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ayaktan tedavi biriminde takip edilen ve çalışmaya katılmak için gönüllü olan BB tanılı 80 hasta dahil edilmiştir. Tüm olgulara
Bipolar Bozukluk İşlevsellik Ölçeği (BBİÖ), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMDÖ), Hamilton Depresyonu Derecelendirme Ölçeği(HDDÖ), Eysenck
Kişilik Anketi-Gözden Geçirilmiş Kısaltılmış Formu-(EKA-GGK) ve Koruyucu Sağaltım Değerlendirme Ölçeği (KSDÖ) uygulanmıştır.
Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların 57’si kadın (%71.3), 23’ü (%28.7) ise erkekti. Psikotisizm kişilik boyutu ile koruyucu sağaltıma yanıt arasında zayıf
ancak, anlamlı negatif bir ilişki olduğu saptandı. Diğer kişilik boyutları incelendiğinde ise aralarında anlamlı bir ilişki bulunamadı.
Sonuç: Koruyucu Sağaltım Değerlendirme Ölçeği’nin kullanılabilirliği ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Bipolar bozuklukta kişiye en uygun koruyucu
sağaltımı olabildiğince erken belirlemek önemli bir hedeftir. Kişilik özelliklerinin bu anlamda belirleyici rolünün yerinin ve büyüklüğünün tam olarak saptanması
amacıyla yeni çalışmalara ihtiyaç vardır. Objective: Bipolar disorder (BD) is a very important health problem and has serious social and economic consequences. The main goal of the treatment is to
regulate the most effective and optimal quality of life of the patients with the diagnosis of BD. In our study, we aimed to determine whether there is a difference
in scores of functionality and long-term treatment response degrees related to personality traits.
Materials and Methods: Eighty patients with bipolar disorder who were followed up in an outpatient unit and volunteered to participate in the study were
included in the study. Bipolar Disorder Functioning Scale (BDFS), Young Mania Rating Scale (YMRS), Hamilton Depression Rating Scale (HDRS), Eysenck
Personality Questionnaire Revised-Short Form (EPQR-S) and Long-term Treatment Responce Scale (ALDA) were administered to all subjects.
Results: 57 (71.3%) patients of the sample was woman and 23(28.7%) of them was man. It appears that there is a weak but significant negative correlation
between psychotisizm dimension and response to the long-term treatment. When we examined tha other aspects of the personality dimensions, no significant
correlation was found.
Conclusions: It seems that there is a need for more studies about the convenience of ALDA. In bipolar disorder; determining the most suitable treatment plan,
as early as it could be, for indivudials is a very important goal and in this context, there is a need for more studies to understand the decisive role of personality
traits on treatment.
Kaynak
Genel Tıp DergisiCilt
31Sayı
3Bağlantı
https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/489283/bipolar-bozukluk-tanisi-ile-izlenen-hastalarda-islevsellik-ve-kisilik-ozelliklerinin-koruyucu-tedavi-uzerine-olan-etkisinin-incelenmesihttps://hdl.handle.net/11436/7609