Kuran'daki hitap şekillerinden “ رأَ ى ” ve “ ن ظ رَ ” fiillerine anlamsal bakış
Künye
Çelik, İ. (2022). Kuran'daki Hitap Şekillerinden “ رأَ ى ” ve “ ن ظ رَ ” Fiillerine Anlamsal Bakış. Amasya İlahiyat Dergisi, 19, 150-183. http://doi.org/10.18498/amailad.1150585Özet
The Qur'an is the last message for humanity, in other words, the last address.
Intelligence, on the other hand, is one of the blessings that Allah has given to
human beings through the book and the prophet so that they can understand the
reason for their existence and enlighten their way. In this study, some addressing
expressions in the Qur'an were briefly discussed, and the verbs رأى and نظر ,which
point to reasoning and lead people to think and reason, were evaluated in the
context of addressing patterns aimed at providing a religious imagination. Their
differences in recitation, usage patterns, separate emphases, differences between
them, and their basic messages were identified.
Addresses in the Qur'an differ in terms of both the wording used, meaning and
audience. Addressing words " ٓ
يَ ا
ُّه
ي
ا َ
ِبُّ
الن " specifically addressing to the Prophet, " ٓ
يَ
ا
ُّه
ي
ا ََ
اس
الن " addressing to humanity in a more general sense, and “ ٓ
يَ َ
ْل
ه
ِب ا ََ
ا
ت
“ الْكِ
addressing to Ahl al-Kitab, taking into account a more limited audience, are used.
On the other hand, there are also addressing words/compositions such as “ ْ
ل
ا َ
ر
ت “,َ
ْ ت ”َ
ي
ا
ر
ل ” and ” ا
ف
و ن ا َ
ْظ ر
ن
ي “ that are not directly regarded as addressing words in terms
of wording but lead people to reason, think and take a lesson in terms of the
reason for their use and the nature of the verses beginning with these words.
Although the compositions of address were discussed in the context of their usage
style, nature and context in this study, they were also evaluated in terms of
recitation since it is our special interest. When viewed from the aspect of
recitation, the fact that there are different reading possibilities in terms of
recitation has also affected the meaning, and has gained a depth of meaning
“looking, as if you are watching directly, rather than seeing", as Zemahşeri states.
The combinations “ ْ
ل
ا َ
ر
ْ ت” and ” ت
ي
ا
ر
ا “discussed in this study mean “have you seen?
and “don't you see”, respectively. However, their emphasis in the verses in which
they are used as addressing words has a deeper meaning. In other words, when
we look at both the verses in which they are used in the Qur'an and the
interpretations of the commentators on the nature of these verses, it is emphasized
that “it is necessary to realize the power and might of Allah, reflect on the
miraculous creation of blessings, notice the divine power behind extraordinary
incidents, witness that all creatures act in accordance with the purpose of their
creation, and think of natural events as a lesson”. However, in the same verses, it is seen that there is an emphasis on irresponsibility, the sad ends of the
unbelievers and ungrateful people in this world and in the afterlife, the need to
observe the state of mind of people who have distorted their religion with a
hypocritical attitude and inviting all people to think about the reasons for the
destruction of the past tribes.
“
ظ ر
ن “has meanings such as “to look, looking, understanding, to see with the eye
of the heart, to think and to see”. However, when we look at its usage in the
Qur'an, it is seen that it means “to be surprised, to notice and see, to feel the truth
with all its clarity, and to lead somebody to think on the work and feel the power
of its influence”. In addition, it is seen that there are warnings for those who do
not consider the situation of their antecedents as a lesson and who do not search
for the right way, pointing out the helplessness of human beings, their helpless
gaze, the fact that people are given a respite and if there is no reasoning, a bad
end will come. This combination is also used in different meanings such as not
seeing how painful it is to fall into a disreputable position, insisting in swearing
and not seeing the truth, waiting unconsciously or simply becoming insensitive.
It also means in the Qur'an as not using one's mind and missing opportunities,
not considering the creation of the earth and sky, and not understanding the
importance of having happiness as a result of thinking and awareness.
Another point that draws attention in the use of the two verbs discussed in the
verses is that polytheists, hypocrites, idolaters and the People of the Book are
addressed, by mentioning that they were punished due to their mistakes they
made in the historical process and, although they were warned by Allah, their
stubbornness, turning away from the right way, not reasoning and making fun of
warnings. On the other hand, when Muslims are addressed in the addressing
compositions, what the previous people were warned about, how they were
warned, what they were punished with are exemplified, and it is emphasized that
it is necessary to take lessons from these results. In other words, Muslims are
warned not to face the same punishment both in this world and in the afterlife by
repeating the mistakes of the previous ones.
It was determined that the compositions of “ ْ
ل
ا ََ
ر
ْ ت” َ,“ ت
ي
ا
ر
ل ” and” ا
ف
و ن ا ََ
ْظ ر
ن
invite ” ي
people to reason out the importance of the Qur'an even in the addressing patterns.
In addition, while emphases such as warning, notice and taking lessons stand out
in the use of verb “رأى ,“a harsher, threatening and punitive emphasis is observed
in the use of the verb "نظر . Kur’an, Allah’ın insanoğlu için göndermiş olduğu son mesaj, bir başka ifadeyle
son hitaptır. Akıl ise Allah’ın, insanoğluna varlık gerekçesini anlasın ve yolunu
aydınlatsın diye kitap ve peygamber ile verdiği nimetlerinden biridir. Bu
çalışmada Kur’an’da geçen bazı hitap şekilleri kısaca ele alınmış ve insanları
düşünmeye ve akletmeye yönlendiren “رأى “ve “نظر “fiilleri, dini bir tasavvur
kazandırmaya yönelik hitap şekilleri bağlamında değerlendirilmiştir. Bu fiillerin
kıraat farklılıkları, kullanım seyirleri, vurguları, bağlamları, mahiyetleri ve
aralarındaki farklar tespit edilmiştir.
Kur’an’daki hitaplar hem kullanılan lafız hem mana hem de muhatap kitlesi
olarak farklılık arz ederler. Özel olarak Hz. Peygamber’e yönelik “ُّبَِّالن ا
ُّه
ي
ٓ ا
daha”, ي
genel anlamda insanlığa hitaben “
ا النَّاس
ُّه
ي
ٓ ا
ي “ve daha sınırlı bir kitleyi dikkate
alarak Ehl-i Kitab’a, “بِ
ا
ت
الْكِ
ْل
ه
ٓ ا
ي “şeklinde hitap sözcükleri kullanılmaktadır.
Bununla birlikte, “
ر
ت
ْ
ل
ْ ت” َ,“ا
ي
ا
ر
و ن” ve” ا
ْظ ر
ن
ل ي
ف
ا “gibi lafız açısından direkt hitap
sözcüğü olarak görünmese de kullanılma gerekçesi ve başında bulunduğu
âyetlerdeki mahiyet açısından insanları akletmeye, düşünmeye ve ibret almaya
yönlendiren hitap sözcükleri/terkipleri de vardır.
Hitap terkipleri bu çalışmada genel olarak kullanım üslubu, mahiyeti ve bağlamı
çerçevesinde ele alınmış olsa da özel ilgi alanımız olması nedeniyle kıraat
açısından da değerlendirilmiştir. Kıraat yönü ile bakıldığı zaman, kıraat açısından
farklı okuma imkanları olması, anlama da etki etmiş ve Zemahşerî’nin de ifade
ettiği üzere “bakmak, görmekten öte sanki doğrudan izliyormuşsun gibi” bir
anlam derinliği de kazanmıştır.
Bu çalışmada ele alınan “
ر
ت
ْ
ل
ْ ت” ve” ا
ي
ا
ر
ا “terkiplerinin anlamı, “gördün mü?” ve
“görmez misin”, şeklindedir. Ancak hitap sözcüğü olarak kullanıldıkları
âyetlerdeki vurguları daha derinlikli manaya matuf bir durum arz ederler. Şöyle
ki, gerek Kur’an’da kullanıldıkları âyetler gerek bu âyetlerin mahiyetine dair
müfessirlerin değerlendirmelerine bakıldığı zaman; “ibret, imtihan, sorumluluk,
Allah’ın gücü ve kudretini fark etmek, nimetlerin mucizevi yaratılışı üzerine düşünmek, olağan dışı olayların arkasındaki ilahî gücü fark etmek, bütün
mahlukatın yaratılış gayesine uygun hareket ettiğine şahitlik etmek, tabiat
olayları üzerine nazar-ı ibret ile düşünmek gerektiğine vurgu yapılmaktadır.”
Ancak aynı âyetlerde, sorumsuzluklara, inkârcı ve nankörlerin dünya ve
ahiretteki hazin sonlarına, münafıkça tutum ile dinlerini tahrif etmiş insanların
nasıl bir halet-i ruhiye içesinde olduklarını iyi gözlemlemek gerektiğine ve geçmiş
kavimlerin helak edilme gerekçeleri üzerine düşünmeye de bütün insanları davet
etme vurgusunun olduğu görülmektedir.
“
ظ ر
ن “kelimesinin baktı, bakış, anlayış, kalp gözü ile gördü, tedebbür etti ve
görmek şeklinde anlamları vardır. Fakat Kur’an’daki kullanımına bakıldığında;
şaşıp kalmak, fark etmek ve görmek, hakikati bütün netliği ile hissetmek,
düşünmeye, eser üzerine düşünerek bunun müessirinin kudretini hissetmeye
sevk etmek olduğu görülür. Ayrıca kendilerinden öncekilerin durumuna ibret
nazarı ile bakmamak, hidayete yönelmemek, insanoğlunun çaresizliğini,
çaresizce bakışını, insana mühlet verildiğini, akletme olmayınca kötü sonun
geleceğini işaret ederek ikaz gibi vurguların olduğu görülür. Bu terkip, itibarsız
bir pozisyona düşmenin nasıl acı bir durum olduğunu, küfürde inat edip hakikati
görmemek, şuursuzca ya da salt beklemek ve duyarsızlaşmak gibi farklı
anlamlarda da kullanılmaktadır. Kur’an’da, aklını kullanmayıp elindeki fırsatları
kaçırmak, arz ve semanın yaratılışına bakıp akletmemek, düşünmenin ve
farkındalığın bir sonucu olarak saadetini yaşamanın önemini anlayamamak
şeklinde de geçmektedir.
Ele alınan iki fiilin âyetlerdeki kullanımında dikkat çeken bir başka hususta
Müşriklerin, Münafıkların, Putperestlerin ve Ehl-i Kitab’ın muhatap alındığı
yerlerde, onların tarihi süreçte yaptıkları yanlışlar, Allah tarafından uyarılmaları
ve bütün bu uyarılara karşılık inat etmeleri, yüz çevirmeleri, akletmemeleri ve
alaya almaları nedeniyle cezalandırılmış olduklarından bahsedilmesidir. Buna
karşın hitap terkiplerinde Müslümanlar muhatap alındığı zaman ise öncekilerin
uyarılmış oldukları şeylerin neler olduğu, nasıl uyarıldıkları, nelerle
cezalandırıldıkları örneklendirilmekte ve bu sonuçlar yüzünden ibret nazarı ile
bakıp ders almak gerektiği vurgulanmaktadır. Yani Müslümanlar akletmek,
düşünmek ve öncekilerin hatalarını tekrar edip aynı ceza ile hem dünya da hem
de ahirette karşılaşmamaları hususunda uyarılmaktadırlar.
“رأى “ve “نظر “fiillerinin Kur’an’da hitap terkibi şeklinde geçtiği âyetlere bakıldığı
zaman, Kur’an’ın mahiyet açısından hitap şekillerinde dahi insanları akletmeye
davet ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca “رأى “fiilinin geçtiği yerlerde, ikaz, uyarı, ibret gibi vurgular öne çıkarken “نظر “fiilinde daha sert, tehditkâr ve cezalandırıcı bir
vurgu olduğu gözlemlenmiştir.