Özgül öğrenme bozukluğu için dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu komorbiditesi her zaman olumsuz bir durum olmayabilir mi?
Künye
Yazıcı, M. & Beşenek, M. (2022). Özgül öğrenme bozukluğu için dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu komorbiditesi her zaman olumsuz bir durum olmayabilir mi?. Anadolu Kliniği Tıp Bilimleri Dergisi, 27(2), 115-126. https://doi.org/10.21673/anadoluklin.1018856Özet
Amaç: Özgül Öğrenme Bozukluğu (ÖÖB) başta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olmak
üzere sıklıkla diğer psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülmektedir. Çalışmamızda ÖÖB tanısı almış olguların komorbid durumları, tedavi ve klinik izlemlerine dair verilerin literatür eşliğinde tartışılması amaçlanmıştır.
Yöntemler: Çalışmamıza Ocak 2016 ile Mayıs 2021 tarihleri arasında kliniğimize başvuran, klinik görüşme ve uygulanan psikometrik testler ile birlikte Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı Beşinci
Basımı (DSM-5) tanı ölçütlerine göre ÖÖB tanısı konan 18 yaş altı olgular dâhil edilmiştir. Toplam 232
olgunun sosyodemografik verileri, takip süreleri, komorbiditeleri ve aldıkları tedaviler geriye dönük olarak
incelenmiştir.
Bulgular: Olguların %68,1’ine en az bir psikiyatrik hastalık eşlik ettiği ve en sık birlikte bulunan tanının
DEHB olduğu, %58,6’sının ilaç tedavisi kullandığı ve ilaç kullanan olguların en sık DEHB tanısına yönelik tedavi aldıkları saptanmıştır. Ayrıca olguların %71,6’sının 3 ay içinde tekrar polikliniğe başvurusunun
olmadığı gözlenmiştir. DEHB komorbiditesi olan veya DEHB tedavisi alan olguların diğer gruplara göre
poliklinik takip sürelerinin daha uzun olduğu ve tanı yaşlarının daha ileri olduğu bulunmuştur. Ayrıca DEHB
komorbiditesi olan ve herhangi bir psikiyatrik ilaç tedavisi kullanan olguların tedavi terk oranlarının daha
düşük olduğu saptanmıştır.
Sonuç: ÖÖB ye en sık eşlik eden komorbiditenin DEHB olduğu, DEHB varlığı ve psikiyatrik ilaç tedavisinin
olguların klinik takibini etkilediği belirlenmiştir. Sonuçların ÖÖB tanısının tek bir bozukluk olarak düşünülmemesi gerektiği ve komorbiditelerin tanı ve tedavi sürecindeki önemine vurgu yaptığı düşünülmüştür. Aim: Specific Learning Disorder (SLD) is often seen together with other psychiatric disorders, especially
Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD). This study aimed to discuss the evaluation of comorbid
conditions, treatment, and clinical follow-up in cases diagnosed with SLD, in light of the literature findings.
Methods: Cases under the age of 18 who applied to our clinic between January 2016 and May 2021 and
were diagnosed with SLD according to The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders - 5
(DSM-5) diagnostic criteria by clinical interview and applied psychometric tests were included in our
study. Sociodemographic features, follow-up duration, comorbidities, and treatments of a total of 232
cases were retrospectively examined.
Results: We found that 68,1% of participants had at least one psychiatric comorbidity and the most frequent comorbidity was Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD); 58.6% were using some medical
treatment and the majority of patients who used medication were under ADHD treatment. Furthermore,
71.6% did not continue follow-ups for more than 3 months (drop-out). Patients who had ADHD comorbidity or were under ADHD treatment had longer follow-up durations and older ages at diagnosis compared
to other groups. In addition, drop-out rates were lower in patients who had ADHD comorbidity and were
using any psychiatric medication.
Conclusion: The most common comorbid condition accompanying SLD is ADHD. It was determined that
ADHD and psychiatric drug treatment affected the clinical follow-up of the cases. It was concluded that
the results have emphasized that SLD should not be considered as a single disorder and the importance
of comorbid conditions in the diagnosis and treatment process